SINAV GÜNÜ

              Yaz aylarından sıcak bir gündü. Bütün gece heyecandan tam olarak uyuyamamıştı. Bir yıla yakındır üniversite sınavına hazırlanıyordu. Sonunda beklenen büyük gün gelmişti. Bugün üniversite sınavının olduğu gündü. Annesi Ayşe’yi uyandırdı. “Kızım kalk bir şeyler ye sınava gireceğin okula gideceğiz.” Ayşe ailesiyle beraber kahvaltı yaptıktan sonra okula gitmek için yola çıktılar. 

 

                                     

 

                Sokağın başında sınıf arkadaşlarından Aydan ile karşılaşmıştı. Aydan’la selamlaştıktan sonra aynı okulda sınava gireceklerini öğrenince Aydan’ın babası arabalarıyla onları da okula bırakmayı teklif etti. Arabada yolculuk yaparken Aydan’ın babası Ayşe’ye sordu:

-Kızım sen üniversitede ne bölüm okumak istiyorsun? 

 -Ahmet amca ben doktor olmak istiyorum. Hep annemle hastanelere gittim. Orada hep yardıma ihtiyacı olan insanlar var o yüzden doktor olup o insanlara faydalı olmak istiyorum.”

Aydın’ın babası Ahmet Bey: 

-MaşALLAH sana kızım dedi. Peki dershanede yapılan sınav denemelerinde netlerin nasıl?

-Ben dershaneye gitmedim Ahmet amca kendim evde sınava hazırlandım, diye cevap verince Ahmet Bey şaşırdı.

-Bizde Aydan’ı lise birden beri dershaneye gönderiyoruz. Bir de üstüne özel ders aldırıyoruz ama ona rağmen netleri çok yüksek değil bakalım sınavda ne yapacak?

 Bu konuşmalar devam ederken Aydan daha fazla kendini tutamadı;

-Ne demek ne yapacağım baba senin tek kızınım kazanamazsam beni özel üniversiteye yazdırırsın. Zaten bu dönemde üniversite okumak çok dönemli değil. Okuyunca bir şey değişmiyor.

Ahmet Bey bu sözleri duyunca çok üzüldü. Kendisi de Ayşe gibi çok zorluklardan geçip okula gitmişti. Hem okuyup hem de çalışmıştı üniversite zamanlarında… Daha üniversiteyi bitirmeden girdiği bir iş yerinde staj yapıyordu. Oradaki performansından dolayı okul biter bitmez iş yerinden teklif almıştı. Diğer arkadaşları iş arayıp dururken Ahmet’in okulu bitince işi hazırdı. Bu nedenle bazı şeylerin kıymetini biliyordu. Okumaktan başka çaresi hiç olmamıştı o zamanlar… Tek seçeneği okumaktı arkasında kızının güvendiği gibi bir babası yoktu. Küçük yaşta babasını kaybetmişti anneleri hem onlara annelik hem babalık yapmıştı. Bu nedenle tek çıkış noktası okumaktı. Ama kızına baktığında okumak gibi bir niyeti yoktu. Çünkü kızı Aydan babasının imkanlarına güveniyordu.

 

                                   

 

               Bu nedenle kızının tek seçeneğe okumak değildi… Ortaya koyduğu sebepler belliydi. Sınava hazırlanan iki genç ortaya konan iki farklı sebep bu nedenle ikisinin de sonucu aynı olmayacaktı. Ayşe kendi bedeline güvenirken Aydan babasına güveniyordu. Okul sokağına girdiklerinde bir sürü endişeli aile vardı. Hepsi çocuklarıyla beraber o heyecanı yaşıyordu. Ama Ahmet Bey biliyordu insanların ortaya koyduğu sebepler sonuçları getiriyordu o yüzden Aydan’ın sınav sonucunu ne olacağını biliyordu az çok… Daha sonra okuldan anons yapıldı: 

“Öğrencileri yavaş yavaş içeri alabiliriz?”

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu