Ev Alma, Komşu Al…..
‘’Komşu, komşunun külüne muhtaçtır’’. der büyüklerimiz. İnsanoğlu sosyal bir yaşantıya uyumlu yaratılmıştır. Bu nedenle evler yan yana yapılır. Komşular hem maddi, hem manevi en büyük destektir. Yıllarca yaşadığın mahalleden ayrılırken her şey gözünde tekrar canlanır. İnsan,sanki bir parçasını orada bırakmış gibi olur..
Makbule Hanım da ne hissedeceğini bilememişti.. Eşinin görevi gereği beş yılda bir şehir değiştirmeleri gerekiyordu. Evdeki herkes bu göçebe hayata alışmıştı. Sanki kaplumbağa gibi evlerini sırtında taşıyorlardı.
Evin küçük oğlu Kerem ise bu durumdan hiç şikâyetçi değildi. Kerem için yeni şehir, yeni arkadaşlar demekti; değişik yemek kültürleri, gezilecek antik yerler, kütüphaneler…
Yine hazırlıklar başlamıştı. Koliler bantlanıyor, üzerleri özenle etiketleniyordu. Her kolinin ayrı bir hatırası vardı. Özellikle ansiklopedilerine Rasim Bey çok özenirdi. Nakliyecileri de sıkı sıkı tembihler, kitap kolilerini yere yavaş bırakmalarını isterdi.
Mutfak raflarını boşaltırken dalıp gitmişti Makbule Hanım. Gözlerinin önünden koca beş yılın hatıraları film şeridi gibi geçiyordu.Her Pazar kahvaltısında çocuklarını sofrada toplardı. Biraz daha uyusunlar diye onları beklerken peynirli pişiler buram buram kokardı. Kerem kokunun peşine gidip örtü altından pişileri tırtıklardı.
- Kerem ağzın yanacak yavrum!
- Ama çok güzel koktu anne.
- Damağın kabarır, yara olur; üç gün acısından yemek yiyemezsin.
- Bişey olmaz, senin ellerinle yaptığın kantaron yağından sürerim, hiçbir şeyim kalmaz.
- Hadi gevezelik yapma da şu tabakları al, pişileri komşularımıza dağıt.
- Aşevi gibisin anne, her yemekten illaki dağıtacaksın.
- Öyle deme yavrum, kokusu gider, canları çeker. Üstelik ben doğum yaptığımda yemeklerimizi komşular hazırlamıştı. Senin sünnetinde evi onlar süsledi. Bayramlarda da yaprak sardılar, börek açtılar.
- İllâ da komşularım diyorsun yani annecim.
- Tabiki yavrum. Komşuluk hakkı ödenmez. Ne demişler:’’Ev alma komşu al.’’
İrem de dayanamayıp sohbete katıldı:.
- Anne, senin bu oğlun ayran gönüllü. Her gittiği yerde yeni arkadaşlar, komşular bulup öncekileri unutuyor. Senin komşuluğa verdiğin değeri anlamaz bu vefasız oğlun.
Makbule Hanım’ın gözleri dolu dolu oldu. Her koliyi kapatışında,içine hatıralarını da yerleştiriyordu.
‘’Şimdi yeni bir şehirde, yeni komşularla, yeni bir hayat bizi bekliyor.’’ diye geçirdi içinden.
‘’Acaba burada kurmuş olduğum komşuluk ilişkilerini orada da kurabilecek miyim? diye iç geçirirken, Rasim Beyin sesiyle daldığı hayallerden uyandı..
- Makbule Hanım, yolda yemek için o güzel böreklerden yanımıza da alalım.
- Ah Rasim Bey, ben piknik sepetini hazırladım bile. Ama Susurluktan geçerken tost ve ayran ısmarlamadan mı götüreceksin bizi?
- Olur mu öyle şey, sen benim yol arkadaşımsın. Tostun, ayranın lafı mı olur?
Hadi komşularımızla vedalaşalım da yavaş yavaş yola koyulalım.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
1 Yorumlar
Nerede o eski komşular…
YanıtlaSil