Şişedeki Sütten, Petekteki Bala...

İnsan insanın eşidir.
İnsan insanın yavrusudur, ebeveynidir.
İnsan patrondur, çalışandır, bakkaldır, tamircidir.
İnsan ihtiyaç giderendir.
İhtiyaç giderdikçe ihtiyacı giderilir.
Yeryüzünde en muhtaç kendisiyken…
Muhtaçlığı karşılandıkça artıyorken...
İnsan her hikmeti yine kendinden bilir.
Yaratılan her şey ona hizmet ediyorken...
 Yine de kimse yok ki tek başına ihtiyacını karşılayabilsin.
Hiçbir şey yok ki ihtiyaç karşılamak için yaratılmamış olsun…
İnsana verilmiş her ihtiyaç,
Yine elini uzatıp bulabileceği mesafede,
Bir başkasının ihtiyaç duyduğu şey,
Yine kendi elinde…
Hangi insan yalnızlıkta ilişki kuracak,
Hangi ihtiyacı karşılanacak ya da ihtiyaç karşılayacak.
Her ihtiyaç bir ilişkiye varırken
Her ilişki bir ihtiyaç karşılamak için iken
O zaman,
  Yeryüzünde hangi insan var ki ilişki içinde olmayan,
Hangi birey var toplumu oluşturmayan,
Yaşamak için başka bir insana ihtiyaç duymayan…
Oysa insan kalabalıktan kaçar yalnızlığa…
Her kalabalık bir toplum olamazken...
Her kalabalık bir ilişki barındırmıyorken…
İnsan ilişki kurmadan nasıl toplum olacak? 
Her insan topluma aitken,
Hangi toplumdan kaçacak,
Başka hangi kalabalığa sığınacak? 
Hangi kalabalıkta yalnız kalacak?
Belki kalabalıktan en uzak yaşayabilen bir çoban...
Kavalı sopadan, döşeği ottan….
Meyveyi dalından koparan…
O çoban bile geçinmek için keçisini satacak, sütünü sağacak.
Hangi süt şişelere dolmayacak,
Satılmak için tezgâha konmayacak,
Hangi bakkal o sütü satmayacak,
Hangi ihtiyaç sahibi süte ulaşmayacak.
Nihayetinde ihtiyaçlar birbirimizden karşılanacak…
Hangi insan bunu başka bir insan olmadan yapacak? 
İhtiyaçlar ilişkiden karşılanırken mi ilişkiden kaçacak?
 
Ve yine insan,
Patronuyla problem yaşayıp işini bırakan,
Eşine küsüp evini bırakan,
Meyveye sabır gösteremeyip ağacı yıpratan...
Pire için yorgan yakan…
Koparmaması gereken bağları koparan,
Ve hiç bağlanmaması gereken yerlere bağlanan,
Dengeyi kaybettiğinde gerçek bağlarını unutan…
Ve kendini gerçeğe bağlayan ilişkiyi koparan…
Hasta olan kuzusunu iyileştiremeyip sürüden vazgeçen,
Çobana kızıp köyünü terk eden insan…
Bilmez misin ki,
Sen sürüyü terk ettiğinde değil,
Koyununla ilişkin kalmadığında sürüyle işin biter,
Köyünü terk ettiğinde değil,
Ete ihtiyacın kalmadığında çobanla ilişkin biter.
Çobana kızdığında çobana kızmış olursun,
Sürünü terk ettiğinde sürüden uzaklaşmış olursun,
Ne ete ihtiyacın azalır ne sütle ilişkin biter…
Ne köye ilgin azalır,
Ne çobanla ilişkin biter.
Sen yolunu değiştirdiğinde yolu değiştirmiş olursun,
Yolcuları değil
Seçimini değiştirdiğinde seçimi değiştirmiş olursun,
Seçenekleri değil
Her seçenek bir yola, her yol bir yolculuğa dönüşürken…
Ne kadar uzaklaşabilirsin sürüden?
Her şişedeki süt nihayetinde sana varacakken…
Her petekteki bal sofrana konacakken…
Ne kadar kaçabilirsin köyünden…
Her insan gözünü yalnız açar…
Gözünü yalnız kapatır…
Her yol tek adımla başlar,
Her dikiş tek tek atılır,
Her arı polenin peşinden yalnız dolaşır.
Ama nihayetinde
Ne kovan tek bir arıyla dolar,
Ne örtü tek bir nakışla işlenir,
Tek başlayan tek kalamazken,
İnsan nasıl yolu tamamlayabilir?
İlişki kuramamışken...
Sütün şişeye dolmaya...
Şişenin satılmaya...
İnsanın satmaya...
Satılanın yeniden satılmaya ihtiyacı tükenmedikçe...
Ne köy senden uzaklaşır sen sürüyü terk ettiğinde...
Ne koyun sana küser sen sütü satamadığında...
Ne ağaç meyveden vazgeçer sen ağacı yorduğunda...
Çoban seni unutmaz sen çobanı unuttuğunda…
Ne çoban senin için var ne sen çoban için varsın
Ne koyun olmadan senin varlığın,
Ne sen olmadan sürünün varlığı ihtiyaç,
Aslında her şey senin için ihtiyaç...
Sen ihtiyaçların için…
İhtiyaçların ilişki için…

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık ☘️

    YanıtlaSil
  2. ihtiyacın ve ihtiyaç karşılamak için insanın insana nasıl mecbur olduğunu anlatan harika bir yazı... çok teşekkür ederiz...

    YanıtlaSil