Çocuk Yetiştirmek Mi? Büyütmek Mi?

Babam: “Siz sadece çocuğu büyütüyorsunuz. Öküze boynuzu ağır gelmez. Öyle doğar doğmaz çocuğu bebek partileri, yabancı dil bilen bakıcılar, özel okullar, özel hocalarla büyütüyorsunuz. Evlat yetiştirmek çok ayrı bir emektir.” derdi. 

Yıllarca babama; “Sen eskilerin düşündüğü kafa ile düşünüyorsun. Şimdiki düzen çok farklı, çocuklar çok farklı, zaman değişti.” diye itiraz ederdim.

“Yetiştirmekle, büyütmek arasında fark var. Bir çocuğu yedirmek, giydirmek, barındırmak; yetiştirmek için yeterli değildir. Her istediğini alarak çocuk büyütmek, onu yetiştirmek değildir.” der dururdu babam… 

Ergenlik denilen süreç başımıza gelene kadar babamın ne demek istediğini anlamamıştım.

Öncesinde arkadaşlarım; “Aman canııım! Bütün çocuklar böyle…” derdi.

Biz çocuklukta, bu yaşlarda böyle değildik. Bize anne babamız bir şey dedi mi o söz kanun gibiydi. Her istediğimizi de almazlardı. Ama hiçbir zaman onlara saygıda kusur etmezdik. 

Apartman görevlimizin oğlu Suat da böyle değildi. Oğlumla aynı yaştaydı ve yaşıtlarının aksine elinde eski model bir telefon vardı. Bizim oğlanın elindeki telefon ise son model telefonlardandı. Fakat yine elindekinden memnun değildi. 

Suat hafta sonları babasına yardım da ediyordu. Ailesinin onu kurslara, özel derslere gönderecek durumları pek yoktu. Çocuk kendi imkânları ile bir şeyleri başarmaya çalışıyordu.

Babası: “Benim oğlan okuldaki deneme sınavından çok iyi puan almış. Hocası aradı, çok sevindik valla.“ diye arada bizimle heyecanını paylaşırdı.

Sınava hazırlanırken bizim oğlana da her dersten özel hoca tuttuk. Tuttuk tutmasına da bir ilerleme olmadı. Her istediğini yapmamıza rağmen sürekli şikâyet eden ve bir şey rica ettiğimiz de: “Kalk kendin al! Ben yapamam” diyen bir çocuğa dönüştü. Ortak hüznümüzü, sevincimizi, yorgunluğumuzu paylaşamaz olduk. 

Suat ise anne, babasının derdiyle dertlenen, onlara elinden geldiğince yardım eden, evindeki üzüntüye de sevince de ortak olan saygılı bir çocuktu. 

Onlar aynı zamanın çocuklarıydı. Peki, aradaki fark neydi?

Babamın: “Çocuğa bakmakla onu yetiştirmek aynı şey değildir.” sözü ne demekti?

Biz onca koşuşturmanın içerisinde neyi görememiştik? Ya da nereyi kaçırmıştık?

Gerçek bir anne ve baba olmak çocukların her istediğini yapmak mıydı? 

Babamın ne söylemek istediğini şimdi anlıyorum.

Keşke ilk söylenilen ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi…

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Çektiğimiz yoklukları çocuklarımız çekmesin diye imkanlara boğduk onları maalesef. Ve en sonunda ne oldu bu çocuğa derken bulduk kendimizi…

    YanıtlaSil